“Yaramaz” “Bu çocuk
adam olmaz” “Afacan” “Aslında çok zeki , ah bi de ders çalışsa” “Bu çocuğun
zeka kapasitesi yaşıtlarının altında, özel eğitim alması gerekir”
Bu cümleler bir zamanlar size, yakınlarınıza ya da bu günlerde çocuklarınıza
söylenmiş olabilir.
Öğretmenleri veli toplantılarında şikayet eder. Dersi
dinlemiyor, vucudu sınıfta ama aklı kimbilir nerelerde, sorumluluğu yok,
dağınık, derste arkadaşlarını rahatsız ediyor, derste esniyor-uyukluyor, gözleri
yaşarıyor, kıpır kıpır, yerinde duramıyor gibi..
Son yıllarda beyin alanında yapılan teknolojik buluşlar, bu çocukların
beyinlerinin ön bölgelerinin çalışmasında hassasiyet olduğunu göstermiştir.
Teşhis ise dikkat eksikliği bozukluğu ve dikkat eksikliği-hiperaktivite
bozukluğu.
Bu çocukların beyinlerinin ön bölümleri (frontal) normal çocuklara göre
çalışması daha hassastır. Bu bölge beyinde dikkat merkezidir. Çocuk dikkat
etmesi gerektiği durumlarda normalde bu bölgenin aktivitesinin artması beklenir
ancak dikkat eksikliği olan çocuklarda bu bölgenin aktivitesi azalır. Azalan
aktiviteyle çocuk sıkılır, uykusu gelir, esner. Sıkılganlıktan kurtulmak için
dikkatini başka yönlere kaydırır. Dikkati sürdürmede önemli bir özellik ise
dikkat verilen konu dışında dışarıdan gelen uyarılara beynin kendini
kapatmasıdır. Dikkat eksikliği olanlarda diğer uyarılara beyin kendini
kapatamaz. O yüzden sesler onlar için rahatsız edici gürültü olur. Bu da
dikkatini vermesi gereken faaliyetlerde başarısız olmasına neden olur.
"Çok zeki ama sınavlarda başarısız"
“Çocuğum okulda başarısız.”
“Çocuğum ders çalışmıyor.”
“Çocuğum söz dinlemiyor.”
“Arkadaşları ya da öğretmeninden şikayet var.”
Dikkat eksikliği olan öğrencileri incelediğimde özellikle ders başarılarının
düşük olmasının sebebi dikkatini derse, bilgiye verememeleri, verseler de unutmalarıdır.